23 Temmuz 2007 Pazartesi

23 temmuz, seçimin ertesi sabahı

Sayfalarca seçim geyiği yapmayacağım, bilen biliyor ne denli üzgün olduğumu...
Ama oy veren herkes hakediyor çektiklerini, sadece onu diyebilirim. Ve Deniz Baykalın oturup düşünmesinin, ben naptım bu memlekete demesinin zamanının geldiğini...
Sabaha kadar hem çizdim, hem kitap okudum, hem seçim sonuçlarını izledim, hem de sıcaktan piştim.
Sabah Ekinle okula giderken aşağıda iki adam bekliyordu. Ekini ayy kuzu, kuzu diye sevdiler. Adamlar sigara içtiği için ters ters bakarak geçmiştim yanlarından oysaki. Ama Ekin benim yerime cevabı yapıştırdı:
Ben kuzu değilim ki yaa, me me mi diyorum , ben konuşuyorum...:)) süpersin sen Ekin!
Biz yolda giderken Ekinle hep bayrak bulma yarışı yaparız. Tabi bu aralar etrafta o kadar çok ve çeşitli bayrak vardı ki, Ekin de mecburen seçimi, oy vermeyi, parti bayraklarını, partilerin amblemlerini öğrendi. Hatta oy vermeye gittiğimizde uyuduğu için çok üzüldü, ben de oy verecektim dedi. O da akşam evde bir kağıdı katlayıp katlayıp götürmüş bir yerlere tıkmış (hala bulamadık oy sandığı neresi) geldi yanımıza ben oy verdim diye:)

Hiç yorum yok: