28 Eylül 2007 Cuma

kuzenler...

Büyük Adinle büyük Barının 10. evlilik yıldönümü kutlamasındaydık dün.
Aslında Adin gelinlik giyecekti ama abartı olacağı için vazgeçmiş:) Sadece stüdyoda giyinip fotoğraf çektirmişler.
Ekin ve küçük Adin de gelinlik giyeceklerdi tabi, küçük Adinin gelinliğinde de problem olunca sadece Ekinim kaldı gelinlikli.
Aslında sevmememe karsin gelinlik giyinen cocuklari, Ekin için giydirdim. Çünkü benim sevmeyişim oranında onlar da gelinlik hastası oluyorlar.
İşte size kutlamadan kuzen kareleri...Küçük Adinin çıtırlığına ve cilvelerine, küçük Barının abiliğine ve göbekli çizgili gömleğine dikkat!!!









23 Eylül 2007 Pazar

Ekinden vahşet manzaraları...

Şimdi bilirsiniz, her çocuğun hayali arkadaşları vardır.
Mesela bizim küçük Adinin ablası var, bazen sadece onunla konuştuklarını, yaptıklarını anlatır, bazen işi ileri götürür, beni ablama götürün diye yollara düşer.
Ekinin de bir kardeşi var, adı Boran.
İlk başlarda okulundan bir çocuk zannettim. Çünkü Ekinin yaptığı ve bizim onaylamadığımız her şeyi de yine okuldan sınıf arkadaşı bir kız var adı Şeyma, o yapardı.
Ama bir süre sonra baktım ki Boran bunun hayali kardeşi.
Fakat biraz da bizim anlattığımız, kendine daha dikkat etmesi için söylediğimiz hikayeler, dönüyor dolaşıyor Ekinin kardeşinin başına daha vahşi bir şekilde geliyor.
Mesela şöyle:
Boran bir gün apartman boşluğundan aşağıya bakıyormuş, sonra trabzanın arasından kaymış düşmüş, her yeri kanamış ve ölmüş, Ekin almış onu hastaneye götürürken yolda arabanın kapısı açılmış, Boran yere düşmüş, sonra arkadaki kamyon gelip Boranı ezmiş ve Boran ölmüş, Sonra arkasından Boranla asansöre binmişler, Boran başını asansörün kapısının oraya bir uzatmış, Boranın kafası kopmuş, Boran ölmüş:(
Sonra yine bir gün Boran ağaca çıkmış, ağaçtan düşmüş, karnı kanamış, sonra alışveriş merkezinde adamlar gelmişler Boranın gözünü çıkarmışlar,
Yine bir gün Boran balkondan bakıyormuş, düşmüş, kafası, kolları kopmuş, ölmüş...
Aslında bütün bunlara gülesim geliyor, ama artık endişelenmeye başladım. Korkusuz, yırtık derecesinde sosyal çocuk, an geliyor araba sesinden, havai fişek gürültüsünden, sevdiği hayvanlardan korkuyor.
Sanırım okuldaki psikoloğuyla konuşsam iyi olacak.
Olan zavallı Borana oluyor bu arada...

18 Eylül 2007 Salı

müzikimmm

Senelerdir hiç sadık kalmadım radyolarıma,
Çünkü zevzek djler cenneti radyolar. Yani ne kadar çok konuşursan o kadar para vericem sana mı diyorlar nedir, konuş babam konuş...
Ama, bir zamanlar Radyo Foreks vardı tam benim kafama göre, öyle güzel bir radyoydu ki, sonunda kapattılar. Kanal D onu arabesk yayın yapan bir kanala satmış, ve bir gün radyoyu açınca; ŞOK!!!
O günden beri yine arayıştaydım, bir süredir Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinin radyosunu dinliyorum ve bayılıyorum. Tek derdim her yerden yeterince iyi çekmemesi, ama internet yayını süper, herkese şiddetle tavsiye ederim.
Dj siz, reklamsız, süper bir radyo, eski, soft, dinlendiren müzikler var,
Daha ne ister insan bir radyodan.
Reklamları da yok ya ben yapıyım bari reklamlarını:) Aşağıdaki linki tıklayın ve keyfinize bakın lütfen...
http://ilef.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=5120

13 Eylül 2007 Perşembe

merdiven çiçeğim

Gafur, çok teşekkürler, katkıların için, ikizlerinle uğraşmak yetmedi benim kızım da başına bela oldu:)

6 Eylül 2007 Perşembe

Bir zamanlar biz...








































Bu senenin nesi var boyle?

Hani vardır insanların yaşamında dönüm noktasi olan olaylar ve zamanlar.
Bu sene de sanki öyle bir sene!
Belki çok dönüm noktası özelliğinde değil ama bir çok şeyin değiştiği gerçek.
Benim hayatımda değişikliklerin olması bir tarafa insanlar da bu sene coşmuş durumda.
Önce üniversitenin mezunlar derneği çıktı ortaya, çeşitli faliyetler yapıyoruz katılır mısınız diye; sadece bir kez bruncha gidebildim, pek uygun olmadı toplantı saatleri.
Sonra yine üniversitedeki arkadaşlarımız toplanmaya karar verdiler. Çok güzel, çok sıcak bir haftasonu geçirdik beraber. Eskilere gitmek, güzel günleri hatırlamak çok iyi geldi bana. 15 yıl geçmesine karşın sanki dün ayrılmış gibiydik. O zamanlar görüşmediğim arkadaşlarımla bile çok keyifli zamanlar geçirdim.
En sonunda Zafer Bayramında olanlar oldu ve bu sefer ilkokul arkadaşlarım toplanmaya karar verdiler:)
Aman Allahım oldum!!!
Yok artık dedim kendi kendime, Tam 25 yıl geçmiş. Zaten 3. sınıfta katılmıştım o sınıfa üstelik, hatırlamam mümkün değil.
Ama beni arayan o zamanlar çok yakın olduğum biriydi. Daha önceki okul toplantısının ne kadar zevkli geçtiğini bildiğimden şartlarımı çok zorlayarak sadece yemek saatleri için gittim Konyaya.
Ama iyiki de gitmişim.
Mesela işyerinde 10 sene de çalışsam bir insanla, bu yakınlığı bulmak mümkün değil. O günlerin saf yaşanmış sevgisi, sadece istenildiği için yapılmış arkadaşlıklar, insanı 25 yıl sonra bile biraraya getirebiliyor, hem de sanki aradan onca zaman geçmemiş gibi.
Çok güzeldi,
Gittiğim anda bir çok kişiyi hatırlayamadım. Sonra anılar dile geldikçe depodan cımbızla tek tek çektim resimleri. En sonunda eve gelip eski fotoğraf arşivimi karıştırınca herşey yerine oturdu.
Ne güzelmiş o günler, fazlaca yaşayamama karşın.
İnsan hayatta yol aldıkça eskiler daha değerleniyor. Sanırım yaşlanmaya başladım ben de...