18 Nisan 2007 Çarşamba

Napolideyiz...

Uçaktan inince birden güneş gözlüğümü almadığımı hatırlatıverdi hava bana.
Oysa herşeyi ince ince planladım sanıyordum. Müthiş bir güneş, süper bir hava.
Ufacık bir havaalanı, Malatyadan bile küçük yani. Ve kötü de görünüyor. pasaport kontrolü için tıkıldık minicik bir salona. Adamlar yeşil pasaport olmasına karşın saatlerce inceliyorlar, bakıyorlar da bakıyorlar suratımıza. sonunda alıyoruz pasaportumuzu ve valizlerimizi, çıkıyoruz dışarıya, buluşuyoruz rehberimizle ve grubumuzla, biniyoruz otobüsümüze.
Önce kısa bir Napoli turu atıyoruz. Zannediyorum ki ben, Napoliye kadar gelince Vezüv ve Pompeiyi görmeden dönmeyiz. Ama işler böyle benim isteklerimle yürümüyor tabi. Napolide ayak bastığımız tek yer havaalanı. diğer yerleri sıkışık akşam trafiğinin sayesinde panoromik olarak görebiliyoruz sadece.
Napoli acaip benziyor bizim buralara. Pislik, hırsızlık, çirkin yapılar, işsizlik, tembellik, kıyafetler... Hepsinden bizde de var.
Seviniyorum içten içe malesef, yalnız değiliz diye.
Zaten Italyada guneyle kuzey bizdeki doğuyla batı gibiymiş.
Kuzeye giittikçe refah düzeyi ve kültür artıyor.
En çok dikkatimizi çeken şey burada bile olmayan anacaddedeki binalarında balkonlara asılmış çamaşırlar.
Hemen süper japon turist edasıyla ardıardına basıyoruz deklanşörlere:) Bütün otobüs çok komik, kameraya alanlar, fotoğraf çekenler.
Sonra şehrin merkezine geliyoruz. Castel Nuovo ilk gördüğümüz eski eser. Şato bir zamanlar şehrin kraliyet sarayıymış. Girişindeki zafer takıyla dikkatimizi çekiyor.Şehir merkezi daha güzel dış mahallelere göre. Napoli de olsa korunmuş eserler, önem verilmiş antik merkez göze çarpıyor. Ama söylenene göre Floransa ve Napoli arasında uçurumlar var bu açıdan. Gerçekten de öyleydi.Şehir merkezinde Galleria Umbertonun da(Teatro San Carlo) yanından hızla geçip deniz kenarındaki çok şık otelleri geride bırakıyoruz.
Napoli liman kenti olduğu için, Italyanın en büyük taşımacılık ağına sahip. Büyük büyük konteynırlarla dolu her yer. Napoliye yakın 3 ada var. Ischia, Procida ve meşhur Capri adalari.
Capri özellikle her sezon yoğun turizmin yaşandığı, hiç güneşsiz kalmayan bir ada.
Limana gelince uzaktan Vezüv yanardağını görüyoruz. İçim hala ezik orayı göremeyeceğim için.Fotoğrafını çekmekle yetiniyoruz.
Sonra şehirden ayrılıyoruz, otele çok geç varmamak için bir an önce yola çıkmamız gerek. Belki bir Floransa turu yaptırabilceğini söylüyor rehberimiz, akşamını da görebilmemiz için.
Yolda bütün tur boyunca hep duraklayacağımız Autogrill'de birşeyler yemek üzere durduk. Sonradan anladım ki hepsi birbirinin aynı dekoruna(malların durduğu yere kadar) sahip, aynı isimde duraklama noktaları bunlar. Tabiki Italyada olduğumuz için hemen bir fesleğenli makarna, pizza napoliten aldık. Yolda kendimizi hemen farkettirdiğimiz için insanlarla muhabbetimiz başladı:) İsimlerimiz akılda kalabilecek türde olmadığı için, bu ara Ninja Turtles sinemalarda oynadığı için ve tabi Italyada olduğumuz için kendimize 4 kaplumbağanın ismini koyduk. Ablam Leonardo-Leo, ben Michalengelo-Mike, Adin Rafaello-Raf ve Yezdan da Donatello-Don!! Ama kendimiz dışında bize böyle seslenen olmadı:)
Saat 10 gibi Floransaya vardık.Ama ya otelimiz çok absurd bir noktada, ya şoför ve rehber hiç bir yeri bilmiyorlar, ya şoförün elindeki konuşan harita bir işe yaramıyor, ya da hepsinin birden yüzünden aynı yerlerde döne döne saat 11:30 da otele zor girebildik. Hiç kimsede birşey yapacak hal kalmadığından kendimizi odalarımıza zor attık.
Ama tabi biz başkayız. Şehre inmesek de odada eğlenceye devam...
Annemin hepimize hediye ettiği aynı desende farklı renkteki pijamalarımızı giyip, kendimize kahve yapıp, müziğimizi açıp, sohbet, fotoğraf ve kamera çekimleri, kitap okumalarla tamamladık gecemizi.
Bu arada ben gitmeden öyle çok araştırma yapıp notlar çıkardım ki, uçağa bindiğimiz andan itibaren kızların eline habire ders notu gibi çıktıları tutuşturuyorum. Adin Angels n Damonsu okuyor. Yezdan Baba ve Piçi okumaya çalışıyor. Hamidenin verdiği süper rehber kitabı ise elimizden hiç düşmüyor. Teşekkürler Hamide!!!
Bueno notte...

1 yorum:

adin dedi ki...

aaabi süpperdi
yani pardon aaabla süpperdi
yeniden yaşıyorum şimdi
çok keyifli bir journeydi
yine olsa yine yapardımmmmmmm:))