16 Şubat 2008 Cumartesi

Sydney Wild Life Park & Aquarium

Sydneyde gittiğim hem de ikişer kez gittiğim akvaryum ve wild life worldu de sayarsak toplam 2 akvaryum 4 hayvanat bahçesine gitmiş oldum. Yani 6 kere gitmişim, yani gezmemin çoğu hayvanlı yerlere olmuş. Avustralyada yaşayan oraya özgü hayvanlar genel olarak 2 gruba ayrılabilir. Sürüngenler ve kemirgenler:) Gerçekten bu iki grup hayvanları acaip birbirine benziyor. Mesela kanguruya benzeyen daha küçük bir fare var, possum denilen evlerin bahçelerine kadar gelen bir hayvan daha var yine benzer türden. Wombat yine benzer bir hayvan. Daha da ismi aklımda kalmayan bir sürüsü. Zaten kangurular bile çok çeşitli, 3 m lik olanından 60 cm lik olanına kadar renk renk kangurular var. Sürüngenlerse yine çok çeşitli ama birbirine benziyorlar. Lizard, timsah, iguana...
Balıkları ve kuşları saymıyorum.
Genel olarak bütün gezdiğim yerlerde en güzel şey hayvanlar için gösterilen aşırı özen, temizlik, hayvanların bakımlı ortamlarda özgürce dolaşıyor olmaları. Bizim Ankaradaki rezalet hayvanat bahçesindeki zavallı fil geliyor gözümün önüne, derisi sarkmış, pislikten rengi görünmeyen. Gerçi öldü o zavallım da.
Yani adamlar kıytırık böcek sülalesi için bile dünya kadar yer ayırıp, onlara özgü yerler yapmışlar. Bütün amaç hayvanları doğal ortamlarından koparmadan insanlara göstermek.
Çoğunda hayvanlara dokunabiliyorsun, besleme saatlerinde izleyebiliyorsun, bakıcılarıyla konuşmalar yapabiliyorsun, hatta sen de besleyebiliyorsun.
Gerçekten en keyif alarak gezdiğim yerler buralardı, Ekin de o kadar çok sevdi ve alıştı ki, İzmirdeki sirke gittiğinde yavru aslanı kucağına almış gidip:)
Bütün bunlar bile taa dünyanın öbür ucuna gitmeye değerdi:)











Hiç yorum yok: